Ülke ismi bağımsızlık için savaşmış lider Simon Bolivar‘dan alıyor. Güney Amerika’nın orta- batısında bulunuyor. Konumu nedeni ile Peru, Şili, Brezilya, Paraguay ve Arjantin ile komşu.
Her ne kadar 1825 yılında bağımsızlığını ilan etmiş olsada 1847 yılından sonra Dünya genelinde bir ülke olarak kabul edilmeye başlanmış. Gelenek ve görenekleri dünyanın henüz bozulmamış ülkelerinden biri demek çok yanlış olmayacaktır burası için.
10 milyonu aşkın nüfüsa sahip Bolivya, 9 bölgeye ayrılmış ve her bölgenin başkenti ayrı kabul ediliyor. Ve yerleşim olarak ülkenin en büyük şehirleri Santa Cruz, El Alto, La Paz ve Cochabamba.
Ülkenin başkenti Sucre olmasına rağmen yönetimsel başkenti olarak La Paz kabul ediliyor. Durum böyle olunca 3.640 metre yüksekliğinde bulunan La Paz Dünya’ nın en yüksek başkenti kabul ediliyor. La Paz aynı zamanda Tiwanaku, Sucre ve Potosi ile beraber UNESCO dünya tarihi mirası listesinde yerini almaktadır.
Ayrıca 3.812 metre yükseliği ile Dünya’nın gezilebilir en yüksek gölü olan Titicaca’ya Peru ile beraber ev sahipliği yapıyor.
Tabi ki gezilmesi geren en önemli yerlerinden birinin 10.500 km2 alanı ile Dünya’nın en büyük tuz gölü olmayı başarmış Salar De Uyuni olduğunu unutmamak lazım.
Bolivya çok kültürlülüğün bir sonucu olarak gerçekten büyük bir dil çeşitliliğe sahip. Kaç tane mi? Resmi olarak kabul edileni 37 adet. Halkın %90′ nına yakını ispanyolca konuşuyor. Bilinirlikleri bakımından Quechua, Aymara, Guarani…vb sayabiliriz.
Bolivya, laik bir devlet olduklarını ve din özgürlüğünün garanti altında olduğunu anayasaları ile belirtiyor. Ülkede ağırlıklı olarak Roma katolizm ve Protestanlık dinleri olsada geçmişten gelen eski inanışlara devan eden kişilerde bulmak mümkün.
Bolivya’da bölgesel halk müzikleri çok farklı ve çeşitli. Hatta 2000 yılı aşkın süredir dini kutlamalar olarak yapılan Oruro Karnavalı, ‘İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirası’ olarak UNESCO listesinde yerini almıştır. Her yıl mart ayının 2. günü kutlamaları başlıyor.