İnkalar’ ın son kayıp şehri denildiğinden mi yoksa bilinmezlikleri nedeniyle söylentilerden mi o böylesi cezbedici? İnsanı hayrete düşüren konumu mu yoksa nasıl yapıldığı mı onu böylesi gidilesi kılan? Nedeni bugün herkese göre değişiyor olsada, birçok kişinin görmek istediği yerler listesinde yer alıyor. Belki de Latin Amerika denildiğinde ilk gidilmesi gereken yer oluveriyor, kayıp şehir Machu Picchu.
Video için tıklayınız.
7000 km. uzunluğu ile bugün Dünya’nın en uzun sıra dağları kabul edilen Andres Dağları’ da kutsal vadide, ‘‘Sacred Valley’’, kurulmuş Machu Picchu antik şehri. İnka İmparator’u Pachacuti tarafından 1450 yıllarında yaptırıldığı düşünülmekte. 1911 yılında Amerikan tarihçi Hiram Bingham tarafından bulunan bu şehir, 1913 yılında National Geographic Society’ nin nisan sayısını Machu Picchu antik şehrine ithaf etmesi ile ünlenmiş.
Machu Picchu’ nun kurulan son İnka şehri olarak düşünülmesi bir yana bugün hala neden ve nasıl kurulmuş olabileceğine dair bilinmezlikleri de devam etmektedir. Bütün bu tartışmalar devam ederken antik şehir, 1983 yılında UNESCO dünya mirası listesine girdiği gibi, 2007 yılında da Dünya’nın yeni yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Hatta bir çok kitap ve internet sayfalarında da ‘ölmeden önce görülmesi gereken yerler’(MUST TO SEE BEFORE DIE) listelerinin üst sıralarında yerini alıyor. Bunlara ‘‘İnkalar’ ın Kayıp Şehri’’ ve ”Son İnka Şehri” olarak adlandırmasınıda eklediğimizde her geçen gün ziyarete gelen turist sayısının artmasına şaşırmamak gerekiyor.
İnkalar dönemindeki ismi bilinmediğinden şu anki adını Türkçesi ‘‘Eski Zirve’’ olan 3082 metre yüksekliğindeki Machu Picchu dağından alıyor. Şehir, dağların arasında nehre yakın, deniz seviyesinden 2430 metre yükseklikte bir tepe üzerinde kurulu. Bu konumu nedeni ile 1532 yıllarında İspanyolların bölgeye gelişi sırasında farkedilmemiş ve günümüze kadar çok iyi bir şekilde kendini korumayı başarmış.
Şehrin yapımında kullanılan bazı kayaların ağırlıklarının 30, 40 hatta 50 kiloya yakın olduğunu bildiğinizde buraya kaç günde nasıl getirilmiş olabileceklerini düşünmeden edemiyorsunuz. Bir çok kayanın üstüste yerleştirilmesi sırasında harç kullanılmadığını görmek, kayaların kesimindeki pürüsüzlük ve birbirlerine sıkıştırma şekilleri sizi şaşkına çevirmeye yetiyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi depremler bölgesi olası Peru’ da fay hattı üzerine kurulmuş bu şehrin 600 yıla yakın süredir dimdik ayakta durması onca yağmura rağmen bugüne kadar gelmiş olması size söyleyecek fazla söz bırakmıyor.
Machu Picchu antik şehrinin çökme tehlikesi olduğundan günde sadece 2500 kişinin ziyaret etmesine izin veriliyor. UNESCO, bu sayının daha bile azaltılmasını istemekte. Antik şehre girdiğinizde bir yanda, ‘Genç Zirve’, Huayan Picchu’ yu (antik şehirden 300 metre yüksekte) diğer yanda ‘Eski Zirve’ Machu Picchu’ yu (antik şehirden 600 metre yüksekte) görüyorsunuz. Buralara ise sadece 400 kişinin çıkmasına izin veriliyor.
Yıllardır fotoğraflardan gördüğüm hikayesini okuyup durduğum Machu Picchu’ ya Latin Amerika gezimin ikinci ayında ulaşmıştım ve tam da karşımda duruyordu. Her yerde o kadar çok fotoğrafını gördüğün için hiç yabancılık çekmedim sanki hep gördüğüm bildiğim bir yere gelmiş gibiydim. Ama içinde dolaşmak, okuduğum hikayeleri gözümde canlandırmak orada olmamı güzel kılıyordu. Antik şehri hızlıca gezerek güneşin doğuşunu izleyebileceğim güzel bir yere oturdum.
Güneş ilk olarak, Huayana Picchu dağının tepesine yumşak bir dokunuş ile geldiğini haber veriyor. Ardında da yavaş yavaş, adım adım şehrin o puslu karanlık görüntüsünü siliyordu. Ve ışıl ışıl cap canlı bir şehri gözler önüne sunuyordu.
Gözlere hitap eden bu şölenin hemen ardından Machu Picchu dağına çıkmak için yola koyuldum. Uzaktan bakıldığında dağın üzerine asılmış merdivenleri görmek bir an için ‘nasıl yani?’ demeye yetiyor. Daracık ve yüksek merdivenlerden çıkarken, ‘ Hadi canım nasıl insanlardı ki bunlar?’ demeden kendimi alamıyordum.
Her basamağın her manzaranın keyfini çıkarta çıkarta zirveye gelmeyi başarmıştım. İşte o zaman gerçek manzara göz kırpıyordu. Ucu sonu dağ olan etraftan sadece nehirlerin geçtiği ve bütün bunların arasında aşağıda bir şehir bana bakıyordu ve sanki ‘ Anladın mı farkı mı? Neden burdayım biliyor musun?’ der gibiydi. İnsan orada oturup şehre bakarken kendine şu soruları sormadan duramıyor; Neden ordasın? Kimlerdi sakladığın? Nasıl sana ulaşıyorlardı? Yoksa bilmediğimiz yeraltı tünellerin mi vardı? Tüm şehir neye benziyordu? Nesin sen nesin?
Diğer merak ettiğiniz bilgiler için ;
Machu Picchu ‘ya nasıl gidilir?
Hidroelectirica yürüyüş rotası
7 yorum
Wayna picchu’ya çıkış çok mu tehlikeli? Youtube ‘deki yorumlar gözümü korkuttu da 😀
Machu Picchu dağına tırmanmaktan daha zor değil merak etme. FOtoğrafları görünce biraz ürküyorsun. Ne olursa olsun dikkati elden bırakmamak ve bastığın yere dikkat etmen gerekiyor 🙂
Thank you, I have recently been searching for information about
this subject for a while and yours is the best I’ve came upon till now.
But, what concerning the bottom line? Are you sure about the supply?
I think so I am sure… Thank you so much
Hellօ there, just became aware of your bloց through Gоogle, and found that it is truly informative.
I’m going to watch out for brussels. I will appreciate if you continue this in future.
Many people will be benefited from your writing.
Cheers!
Hi, ӏ do belіeve this іs a great web site. I stumbledupon it 😉
I will reѵisit yet again since I ƅook mаrҟed it. Money and freedom is the greateѕt way to change, may you be
rich and continue to guide otherѕ.
Greetіngs! Very helρful advice in this particular post!
It is the little changeѕ that maκe the biggest chаnges.
Many thanks for sharing!