Sahara çölünün en bilinen bölgesi( Fas’ a gelen tüm turistleri oraya taşıyorlar 🙂 ) El Chigaga’ ya motosiklet ile gitmek istedik ama ne çöl ne de dağlar bize geçit vermedi. 🙂
Fas’ ta yolun bittiği (N9 numaralı yol) ve çölün başladığı yer M’ Hamid El Ghizlane. Biz M’ hamid’ e öğleden sonra vardığımızda rüzgarla bildikte kumlar dans etmeye başlamıştı. Bu dans kum fırtınasının habercisiydi .
Biraz üzgün biraz da endişeli bir şekilde, sabah durma göre yola çıkarız dedik. Kaldığımız yerin sahibi Jamal ile ne yapmak istediğimizi konuştuk. Yolu bulmakta çok zorlanacağımızı söylediği gibi motosikletlerde yüklü çantalar ile çölden geçmemizin neredeyse mümkün olmadığını söylemiş olsa da bize yol konusunda yardımcı olabileceğini ve belki bir alternatif bulabileceğimizi ama önce sabah ki hava koşullarına bakmamız gerektiğini söylediğinde gerçekten çok mutlu olduk.
Sabah erkenden kalktık. Hava çok sakin görünüyordu. Sahara çölünün içlerine dalmak için harika bir gün olabilirdi. Yolda ne ile karşılaşacağımızı bilmediğimizden, sabah ilk iş olarak ihtiyacımız olacak yiyecek ve su için alışverişe koyulduk.
Jamal ve arkadaşı ile beraber M’ Hamid’ in 10 km dışındaki yola vardık. 7-8 km zorlu bir çöl yolunun bizi beklediğini ve pisti bizimle beraber geçeceklerini söylediler. Ardından biz tek başımıza yavaş yavaş yola devam edebilirmişiz.
İlk 2 km sıkıntısız geçmişti. Tamam dedim kendi kendime biz bunu yaparız. Dün ki fırtınadan dolayı yola yığılan kumların içine girdiğimizde benim resmen çölle savaşım başladı. Biraz dengemi kaybedecek gibi olduğumda yere ayaklarımı koyup denge sağlamaya çalışıyorum ama ne mümkün! Parmak ucu durduğumdan ayaklar yere değdiğinde, parmaklar kuma gömülüyor ve motosikletle beraber yerdeyim.
800 metre içinde iki kere yerle buluşmamım ardından Ferry ile beraber geri dönme karar aldık. Önümüzde 5 km. den fazla çöl yolu var ve kaç kere daha düşerim Allah bilir. Hadi şimdi yanımızda Jamal var, düştüğümde bana yardımcı oluyor da sonra ne olacak? Ferry’ nin yanıma gelip yardım etmesi pek mümkün olmadı çünkü motosikletin ayağını açıp çölde durmaya çalışmak, birçok yerde mümkün değil. 🙁
Jamal üzüldüğümüzü görünce başka bir yol denemeyi tavsiye etti. 15 km. İlerde biraz daha taşlık ve sert kumlu bir yol olduğunu söyledi ve rahatlıkla geçebileceğimizi söyledi. Peki hadi onu deneyelim dedik.
Haritalarda olmayan bir yola geldik. Bir süre bizimle motosiklet sürdükten sonra yolu tarif ettiler ve yoldan ayrılmayın diyerek bize güle güle dediler.
Yol başta güzel gidiyordu. Sonra bir sürü minik yola ayrıldı, görünürde hiçbir yere gitmeyen, ardından önümüzdeki kum dağlarında yol bitti. 🙂
Biraz sağa sola gittik. Dağın eteklerini takip edelim dedik. Döndük durduk ve sonunda geldiğimiz yolu kaybedeceğiz en iyisi geri dönelim dedik. Toplam 40 km. Bu yol ile savaşımız iki saatten fazla sürdü. 🙂
Daha önce okuduğumuz yazılardan başka bir yol daha olduğunu biliyorduk, 10 km ilerdeki kasabada. Oraya gidip bakalım dedim. İnadım inat gideceğim Erg Chigaga’ ya. Daha önce çok sevmiştim orda gün batımı ve doğumunu. İstiyorum ki Ferry’ de görsün.
Kasabaya vardık ve sora sora yolu bulduk. Önce her şey güzel başladı. Yol açmışlar görünüyor. Biraz taşlı kumlu olsa da yol gidiyor. Sonunda dedik bulduk bir yol. Uzun olabilir ama güvenli…
Geldik bir yol ayrımına. Sevdiğimiz yol önümüzde uzanıp gidiyor ama bizim kayaların arasından geçip dağı aşmamız gerekiyor. Kaya diyorum çünkü onlara taş demek pek mümkün değil. 🙁
Daldık yola. Yavaş ve dikkatli gitmeye çalışıyoruz. Çünkü birimizde sıkıntı olursa diğerinin motosiklet ile duracak yeri yok. Yaklaşık 20-25 km yol olabildik iki saat içinde. Ama baktık önümüzde kendini yol zanneden şey uzayıp gidiyor ve birazda olsa düzelmeye niyeti yok. Kayaların üzerinde zıplamaktan, sıcaktan ve dönmekten inanılmaz yorulmuş durumdayız. Artık denge problemi yaşıyoruz. Ve saat akşam üzeri 4’ü geçiyor. Bir saat içinde hava kararacak.
Etrafa bakınıyoruz. Koca taşların üzerine çadır açmak mümkün değil. Biraz daha mı gitsek geri mi dönsek dersek. Kurumuş dereyi gördük. Pek bir alternatifimiz olmadığı için açıverdik çadırı hemen ve hızlıca bir şeyler yedik. İkimiz ayrı perişan birbirimize bakıyoruz ve hangimiz daha deli diye konuşuyoruz.
Biz sohbete devam ederken birden gökyüzü renk değiştirmeye başladı. Gün batımı! Ardından yıldızlar ve koca bir sessizlik. Tabi bizde ne yorgunluk kaldı ne de deliliğimizi sorgulamak. 🙂
Sabah ola hayır ola dedik ve uyuduk. Sabah kalktığımızda dün bizi perişan eden yol gözümüze pek güzel göründü. Sanki gece biz uyurken birileri gelmişte yoldaki kayaları toplamış gibi. Hadi devam edelim kararı aldık. Yaklaşık bir saat sürdükten sonra baktık ki ne taşlar ne de kum yığınlarının azalacağı yok. Ve önüne bakmaktan etrafta ne var ne yok göremiyorsun. Eğer devam edeceksek tekrar başka bir şehre ulaşmak için önümüzde 100 km olduğunun da farkındayız. Yaklaşık 35-40 km yolu dönmekte ayrı bir zor.
Konuştuk ve sonunda bir karara vardık. Önümüzdeki uzun yolda bizi ne bekliyor bilmiyoruz. Herhangi bir şey olursa nereden nasıl yardım alabiliriz fikrimiz yok. Daha fazla zorlamanın alemi yok. Daha Afrika kıtası gezinin başındayız. Göreceğimiz çok gün batımları çok çöller olacak diyerek geri dönme kararı aldık. Yoldan geri dönüp asfaltta bağlandığımızda sanki çok büyük bir şey başarmış gibi mutluydum. 🙂
Not : M’ Hamid El Ghizlane’ den Erg Chigaga’ ya gitmek yaklaşık 60 km. Ordan Irıklı gölüne ulaşmak yaklaşık 15 km. Ve son olarak yola devam edip Foum Zguid’ e gitmek yine yaklaşık 80 km. Tüm pistti off road biraz kumlu yol birazda çöl yolu. Aklınızda bulunsun 🙂